Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli sosyal medya üzerinden gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Açıklama şu şekilde:
Ülkemiz, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar yaygın ve yoğun şekilde meydana gelen zincirleme felaketlerle uğraşmaktadır. Bir tarafımız yanarken diğer tarafımız sel ve heyelanlarla yıkılmaktadır.
Olağan dışı bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz ortadadır.
Orman yangınlarıyla kavrulan milli yürekler, bu kez de Batı Karadeniz’deki afetlerle sarsılmış, hüzünle sarılmıştır.
Bartın, Sinop, Kastamonu ve Samsun’da ortaya çıkan taşkın ve seller oluşan heyelanlarla birlikte önüne ne geldiyse yutmuş, ortalığı savaş alanına çevirmiştir.
Doğu Karadeniz’den sonra Batı Karadeniz’in de sel altında kalması, daha vahimi Kastamonu’da 25 vatandaşımızın, Sinop’ta 2 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, Bartın’da ise 1 vatandaşımızın kaybolması bizleri ve aziz milletimizi derinden yaralamıştır.
Üzüntümüz büyüktür.
Dere yataklarına inşa edilmiş binalar bazı yerlerde 4 metre yüksekliğe ulaşan sel karşısında ayakta kalamamıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi, yöre insanımıza destek sağlamak, gerekli incelemeleri yapmak maksadıyla afet bölgesine bir heyet göndermiştir.
Gerek orman yangınlarında, gerekse de sel ve heyelanlar sonucunda vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı, tedavi gören vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
İnanıyorum ki, felaketlerin yaraları el birliğiyle sarılacaktır.
Devletimiz meselelere hakimdir ve muktedirdir.
Milletimiz sağduyulu ve soğukkanlıdır.
Telaşa ve tedirginliğe lüzum yoktur.
Allah’ın izniyle bugünler geçecektir.
Felaketlerin hasarı, faziletle, ferasetle, fedakarlıkla, fevkalade bir dayanışma ruhuyla ortadan kaldırılacaktır.
Türkiye’miz doğal afetlerin neden olduğu tahribatları onarmak, kaldı ki yangınla, salgınla, sellerle mücadele etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmuşken, önce Konya Meram’da, ardından Ankara Altındağ’da yaşanan elim olaylar haklı olarak kaygı ve kuşku yaratmıştır.
Provokasyona müsait iklimi lehlerine çevirmek, bu suretle fitne ateşini körüklemek için harekete geçen karanlık mihraklar bir yanda Türk-Kürt ihtilafını kaşımanın, diğer yanda da yerli-sığınmacı gerilimini şiddet alanına taşımanın hevesine kapılmışlardır.
Altındağ’da bıçaklanarak katledilen Emirhan Yalçın evladımıza Allah’tan rahmet dilerken, katillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyorum.
Toplumsal huzuru bozmak için farklı mecralardan tahrik ve ajitasyona kalkışanların bağlantıları da mutlaka araştırılmalıdır.
Ülkemiz çok ciddi risk altındadır. İstismar ve ihanet kol koladır.
Bunlar oluyorken, İP Başkanı’nın ziyaret ettiği yerlerde, tıpkı bir tiyatro sahnesini andıran danışıklı dövüş tartışmaları ve karşılıklı söz düelloları da başka bir damardan Türkiye’ye kurulmuş tuzaktır.
Senaryosunu Türkiye karşıtlarının yazdığı, yönetmenliğini CHP’nin yaptığı, figüranların da İP ve CHP’den seçildiği bu melanet oyunun farklı il ve ilçelerimizde sistematik olarak sahnelenmesi gözümüzden kaçmamıştır.
Proje partileri zalimlerin maşası haline gelmişlerdir.
Ülkemizi kuşatan husumet ve huzursuzluk sarmalına katkı veren, ön açan, öncü olan siyasi partiler, sözde sanatçılar, buçuk aydınlar ziyandadır, zillettedir. Yalan, riya, iftira, inkar ve hatta ihanet bunların meziyeti, meskeni, beslendikleri zehirli membadır.
Gerçekleri alenen çarpıtanlar, milletimizin gözünün içine baka baka yalan söyleyenler günahkar olmakla birlikte planlı bir siyaset propagandasının da ara ve bağımlı aktörleridir.
CHP yönetimi yalancıdır, İP yönetimi yalancıdır, diğerleri yalanla yoldaştır.
Türk milleti, yalan haberlerden, yalan siyasetten, yalan beyanatlardan, aklıyla alay eden sefil zihniyetlerden bıkmış usanmıştır.
Yalancılar korosu artık milli güvenlik tehdidi, milli huzur bozguncusu düzeyindedir.
Böyle gelse de böyle gitmemelidir, gitmeyecektir.
Yalan ve iftirayla mücadele, yalancılarla ve müfterilerle mücahede milli ve ahlaki ilkeleri olan herkesin başlıca sorumluluğudur.
Müslüman Türk’ün yalana tahammül etmesi imkansızdır.
Yalanı rehber yapanlar yurdumuzu rezil etmek için kuyruğa giren soytarılardır.
Yalancıların ipliği pazara çıkarılmalıdır.
Maskeleri indirilmelidir.
Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak elimizi taşın altına koymaya hazır olduğumuzu herkes bilmelidir.
Yalan uçurumdur, bu nedenle zillet partilerinin istikameti kaybolmuş, alayı uçurumu boylamıştır.
Yalanla mücadele etmek, bu konuda temiz toplum-temiz siyaset-temiz yönetim hedefine destek vermek gayesiyle değerli fikir ve hukuk insanlarımızdan teşekkül etmiş “Yalan Haber, Yalan Siyasetle Mücadele Kurulu” adıyla bir heyet kurulmuştur.
Mezkur heyetin yapacağı çalışmaların sonucunda; siyaset, sivil toplum ve medya alanlarında yalanı meslek edinmiş çürümüşleri teşhir etmek, insanlarımızın aldatılmasının önüne bütünüyle geçmek için kanuni bir düzenleme ihtiyacı şayet hasıl olursa bunun da gereği yapılacaktır.
Yalan, insan haysiyetini çiğnemektir.
Doğruluk, dürüstlük insan onurunu yükseltmektir.
Milliyetçi Hareket Partisi doğrunun yanında, doğru duruşun içinde, dosdoğru bir mücadelenin safındadır.
Yalancıların sonu görünmüştür.
Bundan sonra onlar kaçacak, biz de kovalayacağız.