Genel Başkan Yardımcımız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Edip Semih Yalçın, Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklikler ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Açıklama şu şekilde:
Türkiye 2023 Seçimlerine adım adım yaklaşırken, Seçim Kanunu’nda öngörülen değişikliklere dair teklifin TBMM gündemine gelmesi; bilhassa zillet ittifakı cephesinde kartların yeniden karılmasına, kozların yeniden belirlenmeye çalışılmasına, mevcut konumların tekrar gözden geçirilmeye başlanmasına yol açmıştır.
Cumhur İttifakı karşısında saf tutan partiler açısından ortalık toz duman, işler karışık, durum vahimdir.
Yasa değişikliği teklifi ezberleri bozmuş, kafaları karıştırmış, 2023’de Cumhur İttifakını devirme rüyasındaki muhalefet cephesinin hesaplarını altüst etmiştir.
Bu nedenledir ki zillet ittifakı ve bağlaşıklarının söylem ve politikalarında insicam büsbütün bozulmuş, halka verilen boş vaatlerin yerini Cumhur İttifakına dönük parmak sallamalar ve seviyesiz meydan okumalar almıştır.
Şer cephesinin tutum ve üslubundaki tereddi, aynı zamanda millî öncelik ve değerlerimizin fütursuzca inkârında da kendini göstermeye başlamıştır.
Partikül partilerden birinin başında bulunan Ali Babacan da, Seçim Kanunu’nda öngörülen değişikliklerle ilgili teklif kamuoyu ve Meclis gündemine gelince, umutsuzca efelenmiştir.
Genel başkanımıza şiddetle arasına mesafe koymasını tavsiye eden daha da ileri giderek hiçbir surette idrak edemeyeceği “12 Eylül” üzerinden tespitler yapmaya kalkışan bu densiz, her sabah bir başka Neocon yatağından mahmur gözlerle kalkarak siyaset yapmaya çalışmaktadır.
Kendi keline bile merhem bulamayacak durumdayken deva dağıtmaya soyunan Babacan, seçim meydanından kazançlı çıkacaklarını iddia ederek, ”Entrikalarınız bize vız gelir.” diye vızıldamıştır.
Sayın Devlet Bahçeli’nin liderlik ettiği ve Türk varlığının sigortası olan Milliyetçi Hareket, dünya durdukça istila heveslilerinin ve Ali Babacan gibi işbirlikçi beslemelerin kâbusu olacaktır.
Şunu peşinen belirtelim: Seçim Kanunu’nda yapılması öngörülen değişiklikler; siyaset sahnesini bataklık sanıp oraya dadanan sivrisineklerle mücadele için gereken siyasi ameliyelerin hukuki temellere oturtulmasıdır.
Bu değişiklikler sayesinde; CHP’nin kuyruğuna bağlanarak siyasi kimliğini ipotek eden, sütre gerisinden salvolarla siyaset meydanında yer kazanmaya çalışan çok sayıda mikropartikül partinin doğrudan halkın karşısına çıkarılması mümkün olacaktır.
Söz konusu değişiklikler hayata geçtiğinde, boyundan büyük laf edenlerin çapı ölçülmüş, ederi tartılmış olacaktır.
Bu sayede sandıkta herkes boyunun ölçüsünü alacaktır.
Cüssesinden büyük gürültü çıkaranların, kalıbından fazla yer kapatmaya kalkanların, değnekçi misali siyaset kulvarında işgaliye bedeli toplamaya çalışan sahte külhanilerin haytalıkları nihayete erecektir.
Türkiye’nin birinci partisiymiş gibi meydanda racon kesenlerin koflukları ortaya serilecek, CHP’nin terkisinde siyasete ve millete yön tayin etmeye kalkan acemi binicilerin maskeleri düşecektir.
Siyasete ve millete ayar vermeye kalkanların pulları dökülecek, maskeleri düşecektir.
Siyaset meydanı, ortalığa tefrika mikrobu saçan sivrisineklerden temizlenmiş olacaktır.
CHP sözcüleri ve CHP yanlısı medya da kamuoyunda algı çalışması yaparak bu particikleri sanki tabanları ve kamuoyunda karşılıkları varmış gibi göstermeye çalışmaktadır.
Mikropartikül partilerin başındakiler de bir bardak suda fırına koparırcasına yırtınmakta, gürültü koparmaya çalışmaktadır.
Her biri bir yerden Cumhur İttifakı ve MHP aleyhinde kampanyalar düzenlemekte, düzmece kamuoyu araştırmalarıyla seçmen iradesini eğip bükmeye çalışmaktadır.
CHP bu particiklere aguşunu açmış, onları bağrına basmıştır.
Seçim Kanunu’ndaki değişiklikler; CHP’nin kesesinden bedavadan milletvekili olmanın, beleşten Meclise girmenin önünü tıkayacaktır.
CHP’nin ceketiyle gerdeğe girme hovardalığı son bulacaktır.
Söz konusu yasa değişiklikleri, her partinin seçmen nezdindeki eder ve karşılığını ortaya çıkaracaktır.
Minik partilerin siyaset meydanında toz kaldırarak oynadığı saklambaç oyunu sona erecektir.
Uzun süreden beri erken seçim yaveleriyle kuru gürültü çıkaranlar, 2023’te sandıkta teker teker tartılarak kaç buçuk ettikleri belirlenecektir.
Hiçbir mikropartikül parti CHP’nin kucağında seçmen kantarına çıkamayacaktır.
Ancak ruhunu, kimliğini ve geleceğini CHP’ye teslim ederek bu partinin listesinden girmeye cesaret edebilen parti başkanlarını ve üyelerini engelleyecek hiçbir yasa maddesi yoktur.
Mamafih CHP’nin kendi sınırlı imkân ve kontenjanlarını bu uğurda heba etme lüksünü bundan böyle göz alamayacağı da bir hakikattir.
Seçim Kanunu’nda değişiklik teklifi yasalaştığında CHP dışındaki küçük partilerin birkaçının bir araya gelerek şanslarını %7 barajını aşabilecek bir birliktelikte denemeleri ihtimali mevcuttur.
Ancak kumar oynamaktan, fincanla zar atmaktan farksız olan böylesi bir birlikteliğin riskleri çok yüksektir.
Küçük partilerin seçmenleri, adaylarının bir diğer partinin çatısı altında sandığa gitmesinden memnun kalmayacaktır.
Son aşamada kararsızların oylarının büyük partilerde yoğunlaşması ihtimali karşısında, yeni bir ittifakın götürüsü getirisinden yüksek olacaktır. Hatta bu macera bir hezimete yol açabilecektir.
Çünkü güven sorunu neticesi ortaya çıkan kararsız oylar, çoğunlukla istikrarı tercih adına baraj sorunu yaşamayacak partilere akmaktadır.
Diğer taraftan küçük partilerin genel başkanlarıyla kurmaylarının CHP veya İP listesinden aday olmaları ayrı bir handikap oluşturacaktır. Bu durum, her iki tarafta da liste karmaşasına ve tepkilere zemin hazırlayacaktır.
İttifak arayışları ve listeler üzerinden şimdiden zillet cephesinde başlayan ikili ve çoklu pazarlıklar, 2023’te uğrayacakları hezimetin erken habercisi gibidir.
Kısacası, yeni modelde vaziyet, muhalefette saf tutan ve Cumhur İttifakına çalım satan bütün partiler için “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.” şeklinde olacaktır.
Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklikler küçük ama patırtısı büyük partilerin çapını ölçüp boyunun ölçüsünü almakla kalmayacak, mevcut sistemin yol açtığı bazı kayıpları da gidermiş olacaktır.
Seçim Kanunu’nda öngörülen değişikliklere göre artık hiçbir parti herhangi bir ittifakın oylarından yararlanarak fazladan milletvekili çıkaramayacaktır.
Hukukun, insani değerleri hem tersyüz hem istismar edenleri gün yüzüne çıkarmak gibi bir hususiyeti vardır.
Evrensel manada hukuk, kötülüğü etkisiz hâle getirerek iyiliği egemen kılmada müessir bir role maliktir.
Siyasetteyse hukuk; halkın, iyiyle kötüyü birbirinden ayırarak izhar edeceği iradeye, vereceği karara ışık tutmaktadır.
Hak ve hakikat, bu sayede tecelli etmekte, adalet yerini bulmaktadır.
Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklikler, kamuoyundaki tereddütleri giderecek, kararsızlıklara son verecektir.
Siyasi temayüllerin beyhude istikametlere tevcihine engel olacak; birlikte dirlik, tefrika ve taksimde ayrılık olduğu gerçeğine hizmet edecektir.
Sonuçta bütün yasalar insan emeği, insan ürünüdür.
Hiçbirisi ilahi kanun değildir.
Beşeri hükümler de zamana ve zemine göre değişmekte, değiştirilebilmektedir.
Vaktiyle Ahmet Cevdet Paşa’nın öncülüğünde hazırlanan Mecelle’de de bu yönde bir tespit mevcuttur.
Seçim Kanunu’nda öngörülen değişiklikler, bu bağlamda mütalaa edilmelidir.