Cumhur İttifakının 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerde de sandığın rengini tayin edeceğinin kesinleşmesi üzerine; 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerinde olduğu gibi zillet ittifakının bir kez daha hezimete uğrayacağını gören CHP yandaşı medya, desteksiz salvo atışlarına başlamıştır.
Klinik MHP muarızlığı vakası Emin Çölaşan başta olmak üzere çakaralmaz sol tüfeklerin barutları tutuşmuş; içlerine ikinci bir kocaman dert girmiş, beyinlerini yeni bir siyasi tümör kemirmeye başlamıştır.
Ülkücü camianın vicdani sesine, iradesine ipotek koyma hevesinden bir türlü vazgeçmeyen Çölaşan, bütün bu olup bitenlerden sorumlu tuttuğu MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye yine hadsizce saldırmıştır.
Emin Çölaşan, hiçbir zaman ulaşamayacağı ciğere kokmuş diyen sokak kedisine ne kadar da benzemektedir. Cumhur İttifakı’nın zillet ittifakı karşısındaki ezici üstünlüğünü bile bile bu başarılı siyasi kombinezonu aşağılayan Çölaşan’ın yorumlarına sokağın öteki kedileri bile gülmektedir.
Ümitsiz vaka Emin Çölaşan’a, siyasetin ve Türkiye’nin genel fotoğrafında göremediği ve hiçbir zaman da göremeyeceği iki hususu hatırlatmakta yarar görüyoruz. Birincisi, MHP ve Ülkücü camia Sözcü gibi kendileri aleyhinde yalan ve iftiralar üretmekle maruf bir mevkute parçasına prim vermezler.
Emin Çölaşan gibi eskiden beri Ülkücü düşmanı olmakla meşhur düzenbazların, Ülkücülerin temayüllerini değiştirmek için kaleme aldıkları ikiyüzlü yazılar aksi tesir yapmakta, onları daha çok bilemekte ve daha fazla kamçılamaktadır.
Maksat ve düşüncelerini anlamak bakımından belki İnternet ortamında bazı köşe yazıları okunmaktadır. Ancak bu onların halisane niyet ve sağlam eğilimlerini değiştirmemektedir.
MHP’ye oy vermekte kararsız olanlar bile bunların sıraladığı martavallar dolayısıyla tereddütten sıyrılıp “Bu herifler Devlet Bey aleyhinde atıp tuttuğuna göre, demek ki MHP ve onun lideri doğru yolda.” deyip sonunda oylarını partimize vermektedir.
Bu hakikatin en çarpıcı göstergesi; 24 Haziran Genel Seçimlerinde bütün kara propaganda yöntemlerini aşarak, bütün kötümser tahminleri altüst ederek sandıkta fırtına yaratan MHP’nin, baraj engeline takılmayacak oy oranıyla Meclise girmesi olmuştur.
İkincisi; Sözcü’nün ve soldaki köşe yazarlarının yalan ve iftira kokan algı çalışmaları genellikle tersine işlemekte, yazılıp çizilenlerden daha çok kendi okuyucu kitlesini oluşturan CHP tabanı etkilenmektedir.
Bunların çizdiği kötümser tablonun etkisi altında kalıp karamsarlığa ve paniğe kapılan sol seçmen; bulunduğu siyasi yelpazedeki partilerden büsbütün umudunu kesmekte, çareyi başka siyasi oluşumlarda aramaktadır.
Bu hakikatin en dikkate değer sonucu yine 24 Haziran 2018 tarihli Genel Seçimlerde CHP oylarının %22’ye gerilemesi ve seçmen kitlesinin önemli bir kısmının HDP ile İP’e kaymasıdır.
Zaten perşembenin gelişi çarşambadan belli olmuş, bilhassa İP’lilerin 24 Haziran öncesindeki kampanya sürecinde ön saflarda ve sofralarda eski CHP’liler ip gibi dizilmiş, il ve ilçelerde İP ileri gelenleri eski CHP’lilerden oluşan kalabalıklarca karşılanmıştır.
Şimdi başka yerlerde macera arayanlar pişmandır. Seçmen nezdinde yükselen değerse MHP’dir. Hulasa, “Zeyrek kuşu iki ayağından tutulur.” şeklindeki atalar sözü tam da Emin Çölaşan gibi zevzekleri tarif ve işaret etmektedir.
Emin Çölaşan ve onun gibilerin yazıları bu minval üzere devam etmelidir. Bu sayede 31 Mart’ta CHP’nin tabanı daha çok erirken MHP seçmeni daha çok bilenecektir. Ülkücü Hareket ve MHP camiası siyasi temsilcisi olan MHP’nin etrafında kuvvetle kenetlenecektir.
Ayrıca; haddini ve yerini bilmeden Sayın Genel Başkanımıza hakaret etme cüretini gösteren Emin Çölaşan’a, çirkin karakterini yansıtan edepsiz ve çukur ifadeleri misliyle iade ediyoruz.
Cumhur İttifakı kâbusundan uyanamayan Çölaşan’a haddini bildirmişken ittifakın Türk seçmeni ve Türkiye açısından ne anlama geldiği hakkında da birkaç kelam etmek istiyoruz.
24 Haziran’da oluşan siyasi tablonun kalıcılığı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bir daha sorgulanamayacak surette oturması açısından Cumhur İttifakıyla hâsıl olan güçlü siyasi yapının yerel seçimlerde de belirleyici olmasının taşıdığı önem, MHP’nin haklı uyarıları neticesinde idrak edilmiştir.
Bu olgunun kaçınılmaz bir neticesi olarak Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli tekrar görüşmüş; Cumhur İttifakı’nın, yerel seçimlerin dinamiklerine uygun bir formülle hayata geçirilmesi konusundaki ortak kararlılık ve arzu kamuoyuna deklare edilmiştir.
Bu durum; yeni bir yenilgi alacağı ayan beyan belli olan şer cephesini, zillet ittifakını telaşa düşürmüştür. Şer cephesinin “İttifak yapmadan ayakta duramazlar.” tarzındaki yorumu da bu telaş ve korkunun tezahürü olmuştur.
Şüphe yok ki millî mutabakat ruhunu, millet iradesini politikaya etkin şekilde yansıtan Cumhur İttifakı; gücünü maşeri vicdandan almaktadır.
İttifakı, Türkiye’nin bütünlüğü ve milletimizin bekasını muhafaza yolunda kenetlenmiş millî iradeyi, izhar edilmiş azim ve kararlığı ifade etmektedir.
Politikanın etkin güçlerinin birlikteliğinden güçlü bir sinerji doğacağı gerçeğini topluma benimseten Cumhur İttifakı, Türk siyasetine ve millete ayna tutarak Türkiye’nin gerçek denge ve dinamiklerini tayin etmiştir. Bundan böyle de aynı işlevi sürdürecektir.
Cumhur İttifakı; Türkiye’yi karıştırmayı, önünü kesmeyi, 2023 hedeflerine ulaşmasını engellemeyi hedefleyen bütün planların yolumuzdan temizlenmesinde “siyasi greyder” vazifesi görmüştür.
Türkiye’nin bütünlüğüne kasteden ve toplumsal barışı dinamitlemek için milletimizin çeşitli kesimleri arasına etnik, dinî ve siyasi nifak tohumları ekenlerin saçtıkları bölücülük zehrine karşı “panzehir” fonksiyonu icra etmiştir.
İçeride ve dışarıda terörle mücadele karşısında Cumhur İttifakı’nın varlığı caydırıcı olmakla kalmamış, Türkiye’nin kararlı, çabuk ve sonuç getiren adımlar atmasında itici güç olmuştur.
Cumhur İttifakı, dışarıdaki küresel aktörlerle içerideki hainlerin iş birliği içinde Türkiye’yi imha ve parçalama planlarını hayata geçirmek maksadıyla laboratuvarda yürüttükleri katalizör çalışmalarını nötrleştirmiştir.
Dış politikada Türkiye’nin konumu sağlamlaşmış, siyasi iradenin eli güçlenmiştir. Türkiye’yi ekonomik manipülasyonlar ve dolar silahıyla vurmak isteyen küresel aktörler karşısında verilen mücadelede milletimize dayanışma ruhu aşılanmıştır.
Kısacası Cumhur İttifakı’yla ortaya çıkan siyasi tablo; mevcut sorunların çözümü, istikrar, güven ve güvenlik konularında büyük bir siyasi dayanak oluşturmuştur. Böylece ittifakın sadece seçim kazanma vasıtası olmayıp Türkiye’nin bütünlük, istikrar ve refahına da katkıda bulunabileceği ortaya çıkmıştır.
Diğer taraftan Cumhur İttifakının başarısı, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ve partimiz hakkındaki önyargıların karılmasında da rol oynamıştır.
Cumhur İttifakı öylesine isabetli bir adım olmuştur ki FETÖ’nün MHP aleyhindeki propaganda, algı ve karalama metotlarının izlerinin ortadan kaldırılmasında silici işlevi görmüştür.
24 Haziran’da alınan başarılı sonuç ve Cumhurbaşkanlığı sisteminin güçlü bir halk desteğiyle hayata geçmesi bu sayede mümkün olmuştur.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin nasıl usta bir oyun kurucu, gelecek inşa etmede nasıl mahir, ileriyi görmede nasıl feraset sahibi bir politikacı olduğu, Cumhur İttifakı hamlesinin başarısıyla su yüzüne çıkmıştır.
Cumhur İttifakı’nın; yerel seçimlerde de halkın ekseriyetinin temayül ve iradesini aksettiren güçlü bir birliktelik sağlayacağı, bu sayede 31 Mart 2019 günü sandıkta 24 Haziran’dan bile daha parlak bir politik aritmetiğin ortaya çıkacağı gün gibi aşikârdır.