Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Manisa’da gerçekleşen ”Aday Belli, Karar Net” temalı açık hava toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ”Aday Belli, Karar Net” temalı MHP Manisa Mitingi’nde yapmış olduğu konuşma şu şekilde:
Aziz Vatandaşlarım,
Değerli Dava Arkadaşlarım,
Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,
Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.
Şehzadeler kenti Manisa’da olmaktan bahtiyarlık duyuyorum.
Televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından bizleri takip eden; yöresi, kökeni ve anasının dili ne olursa olsun aziz milletimizin her güzel insanına Manisa’dan şükranlarımı sunuyorum.
Kalbi Türkiye sevdasıyla çarpan bütün kardeşlerimi özlemle kucaklıyorum.
Bugünkü açık hava toplantımızın, aziz milletimizin geleceğinde çok önemli sonuçlar doğuracağına canı gönülden inanıyorum.
Manisa Cumhuriyet Meydanı’na Ahmetli’den, Akhisar’dan Alaşehir’den, Demirci’den, Gölmarmara’dan katıldınız.
Gördes’ten, Kırkağaç’tan, Köprübaşı’ndan, Kula’dan, Salihli’den ulaştınız.
Sarıgöl’den, Saruhanlı’dan, Selendi’den, Soma’dan, Turgutlu’dan geldiniz.
Aydın’dan, Denizli’den, Muğla’dan, Uşak’tan ve Manisa’nın her köşesinden teşrif ettiniz, Milliyetçi Hareket’i bağrınıza bastınız.
Bu muhteşem tabloyla biliniz ki iftihar ediyorum.
Üç hilalin önünü aydınlatıyorsunuz.
Heyecanımıza heyecan katıyorsunuz.
Türkiye’ye umut saçıyorsunuz.
Cenab-ı Allah hepinizden razı olsun.
Bilmenizi isterim ki, bizlere daha da büyük hamleler için ilham veriyorsunuz.
Milli ve tavizsiz mücadelemizde güç ve şevk aşılıyorsunuz.
Bugün bizleri böylesine bir coşku ile buluşturan Cenab-ı Allah’a şükrediyorum.
Açık hava toplantımızın düzenlenmesinde, tertibinde ve temininde emeği geçen parti teşkilatlarımızın değerli yöneticilerini ve tüm dava arkadaşlarımı bu vesileyle kutluyorum.
“2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı bugünkü toplantımıza katılan Manisalı kardeşlerimizin yanı sıra, Aydınlı kardeşlerimize, Denizlili kardeşlerimize, Muğlalı kardeşlerimize, Uşaklı kardeşlerimize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.
Muhterem Vatandaşlarım,
Değerli Dava Arkadaşlarım,
Hedefleri yüksek olanların küçük hesapları olamaz.
Sevdası büyük olanların sesi kısık çıkamaz.
Pirüpak inancıyla, pırıldayan iradesiyle başarmaya azmetmiş olanların karşısında hiçbir engel duramaz, hiçbir şer odak tutunamaz.
Biliyoruz ki, sevmek için yürek, sürdürmek için emek lazımdır.
Bizde de milletimizi seven mangal gibi yürek, mücadelemizi diri tutan müstesna bir emek vardır.
Üfleseniz uçacak, haykırsanız kaçacak, dokunsanız devrilecek, yürüseniz dağılacak çıkarcılar güruhu ne millet sevdamızı bilebilir ne de ülkü ve ülkeye adanmış hayatlarımızı anlayabilir.
Biz aklımızla görüyor, kalbimizle işliyoruz.
Biz vicdanımızla bakıyor, ruhumuzla ilerliyoruz.
Biz Türkiye’yi çok seviyoruz.
Taş taşa değmeyince duvar olmayacağını, birlik ve kardeşlik olmayınca dirlik bulunmayacağını idrak ve ifade ediyoruz.
Yıkılmamızı gözleyenler var. Dikkat ediniz.
Birbirimize girmemizi düşleyenler var. Uyanık olunuz.
Türkiye’miz üzerinde emeli ve gözü olanlar var. Tetikte durunuz.
Ancak bizim de Manisa’mız var, Aydın’ımız var, Denizli’miz var, Muğla’mız var, Uşak’ımız var, büyük bir milletimiz, dünya üzerinde yıldız gibi parlayan kocaman bir ülkemiz var.
Korkakların üzerine yürüyoruz.
Yedi düvelin üzerine gidiyoruz.
Biz yürüdükçe siniyorlar, biz direndikçe siliniyorlar.
Teslim olmayacağız, taviz vermeyeceğiz, tehir etmeyeceğiz.
Millet diyeceğiz, vatan diyeceğiz, al bayrağın altında hep beraber toplanıp bağımsızlığımıza asla gölge düşürmeyeceğiz.
Milletimizin hak ve hukukunu birlikte savunacağız.
Devletimizin egemenlik ve hükümranlık haklarını beraberce koruyacağız.
İnsanımızın haysiyet ve onurunu, ekonomik ve demokratik güvenliğini, itibar ve iradesini zedeletmeyeceğiz.
Daha güzel, daha güvenli, daha huzurlu, daha refah dolu bir Türkiye’ye ulaşmak için biliniz ki canımızı dişimize takıyor, geceyi gündüze katıyoruz.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.
Biz Cumhur İttifakı’yız.
Biz Türkiye’yiz, hep birlikte Türk milletiyiz.
İstikbalin süper güç Türkiye’sine selamet içinde vasıl olabilmek için 2023 yılı muazzez bir fırsattır.
2023, Türk tarihinin dönüm noktalarından birisidir.
2023, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümüdür.
Aynı zamanda hem Cumhurbaşkanı hem de 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin yapılacağı sandık ve demokrasi yılıdır.
√ Türkiye’ye tuzak kuranlar 2023’te alt edilecektir. Buna var mısınız? (Evet)
√ Türkiye’yi zillete düşürmek isteyenler 2023’te yenilecektir. Buna hazır mısınız? (Evet)
√ Emperyalizmin kalleş ve kanlı fermanına ümit bağlayanlar 2023’te kenara itilecektir. Bu milli ve demokratik mücadelede bizimle misiniz? (Evet)
İşte Şehzadeler kenti Manisa’nın seçimi, işte milletin şaşmaz tercihi.
İşte meydan, işte mensubiyet, işte mesuliyet, işte maşeri vicdanın milli sesi.
Manisa tarihimizin canlı şahididir, devlet yönetiminin ilk adımı, ilk durağı, ilk mevkii, ilk şehridir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde 16 şehzade Manisa’da sancakbeyliği yapmıştır.
II. Murat’ın, Fatih’in, Kanuni’nin yolu Manisa’dan geçmiştir.
İmparatorluk çınarının kökü Manisa’da sulanmıştır.
Milli Mücadele’nin ateşi Manisa’dan körüklenmiştir.
2023’ün zafer yolu da inanıyorum ki Manisa’dan açılacaktır.
Şimdi sizlere soruyor, muazzam sesinizi, muhteşem iradenizi cümle aleme duyurmak istiyorum:
√ Bizimle yürümeye var mısınız? (Evet)
√ Milliyetçi Hareket Partisi’ne destek veriyor musunuz? (Evet)
√ Zalimlerin, hainlerin, Türk düşmanlarının, yeminli Türkiye düşmanlarının hesabını soracak mısınız? (Evet)
√ Cumhur İttifakı’na tamam diyecek misiniz? İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün kararında mısınız? (Evet)
Allah nazarlardan saklasın sizleri, biriniz bin olsun hepinizin.
Cumhurbaşkanı adayı bulabilmek için icazet yarışına girenler gelsinler Manisa’ya baksınlar.
Baksınlar da muhteşem coşkuyu görsünler.
Koştura koştura ABD’de soluğu alan işbirlikçilerin yüreği yetiyorsa şu imrenilecek heyecan dalgasına kulak versinler.
Türkiye’de bulamadıklarını yabancı ülkelerde arayanlar,
Terör örgütlerine destek, bölücülüğe payanda olanlar,
Ekmeğini yediği, suyunu içtiği, havasını soluduğu vatanını gittikleri ülkelerde şikayet edenler çok iyi bilsinler ki,
Bizim adayımız belli, kararımız nettir.
Cumhurbaşkanı adayımız da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Hedefimiz Sayın Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM’de milletvekili sayısı ve siyasal destek itibariyle çok güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi grubunun ve Cumhur İttifakı’nın tecessüm ve tecelli etmesidir.
Çabamız, çalışmamız, çağrımız bu hedeflere ulaşmak içindir.
Soruyorum sizlere;
√ Başarmaya, cumhurun iradesiyle, Cumhuriyet’in ilkeleriyle tıpkı bir bayrak gibi yükselmeye hazır mıyız? (Evet)
√ Milliyetçi Hareket Partisi’ni TBMM’de oy ve milletvekili sayısı bakımından daha da güçlendiriyor muyuz? (Evet)
√ Cumhur İttifakı’na destek veriyor muyuz? (Evet)
√ Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı tekrar Cumhurbaşkanı seçiyor muyuz? (Evet)
Yıkık değirmende kırk gün eğlenenler bu evetlerin hükmüyle şaşkına döneceklerdir.
Zillet içinde bocalayanlar bu evetlerle donup kalacaklardır.
2023 seçimleri Türkiye’nin kaderini tayin edecektir.
Ya geleceğimiz zillete düşüp heba ve heder olacaktır, ya da cumhurun cesaret ve dirayetiyle bütün korkuluklar yıkılacak, bütün oyunlar bozulacaktır.
Ya yurdum diyeceğiz, ya da yokluğa mahkum olacağız.
Ya istiklal ve istikbal haklarımızdan vazgeçeceğiz, ya da bu haklarımızla sonsuza kadar var olmanın yol haritasını belirleyeceğiz.
Mandacılara, mayası ve meşrebi zehirli olanlara ya boyun eğeceğiz, ya da lider ülke Türkiye’nin kapısını aralayacağız.
Artık başka çare, başka seçenek kalmamıştır.
Zillet ittifakının Türkiye lehine tek bir sözünü duyan yoktur.
Bu ittifakın ne makul bir hedefinden ne de akla yatkın bir projesinden bahsetmek mümkün değildir.
Tek bildikleri aldatmadır, yalandır, talandır.
Kimi Cumhurbaşkanı adayı yapacakları belirsizdir.
Seçim takvimi belli olunca adaylarını da açıklayacaklarmış.
1,5 yıldır adayın kim olacağı tartışılıyor, ama ortada aday yoktur.
Medya bu dipsiz ve sonuçsuz tartışmaya planlı bir oyun çerçevesinde ortam açıyor.
Üstelik başarısız, basiretsiz, kifayetsiz, yetersiz, dahası hiçbir siyasi hikayesi veya müktesebatı olamayan isimlerle Sayın Erdoğan kıyaslanıyor, onunla bir tutuluyor.
Kılıçdaroğlu meydan okuyor, ancak hala adayım diyemiyor, buna dili varmıyor.
Malum belediye başkanlarını Sayın Erdoğan’la devamlı eş tutup ona rakip olarak gösteriyorlar.
Bu bir FETÖ yöntemidir, yenemiyorsan yıprat taktiğidir.
Ne var ki henüz dış güçlerden bir aday ismi, bununla ilgili izin ve yetki belgesi alamadıklarını söyleyemiyorlar.
Zillet partilerinin peş peşe ABD’nin yolunu aşındırmaları boşuna değildir.
Birisi geliyor, birisi gidiyor, adeta okyanus ötesinde nöbete giriyorlar.
CHP Genel Başkanı Amerika’daki bir benzinlikte 8 saat hamburger yediğini ifade ederek şaibeli diyaloglarını örtbas etmeye kalkıyor.
Hemen ardından ABD’ye koşan İP heyetinden birisi de, “Biz ABD’ye hamburger yemeye gelmedik” diyerek Kılıçdaroğlu’nu boşluğa düşürüyor, dalga geçiyor, nazire yapıyor.
Bizi ilgilendiren ne yedikleri, nasıl yemlendikleri, hangi benzinlikte gezdikleri, nerede düşüp kalktıkları değil, hangi gizli pazarlıklara alet olduklarıdır.
İktidar ruhsatını ABD’de almak için kuyruğa girenleri Türk milleti sandığın başında bekleyecektir.
Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı hususunda talimat ve tembihat sırasına giren, bunu da hamburger, benzinlik ve festival bahanesiyle maskeleyen zillet ittifakının foyasını ortaya çıkaracak, çalımını bozacak, eğilmiş boyunlarının hesabını soracak büyük Türk milletidir.
Bakınız merhum şairimiz Mithat Cemal Kuntay “Eğilme” isimli şiirinde ne demiş, zillet içinde kıvrananlara nasıl seslenmişti:
Zincirin altınsa da hatta, koparıp kır,
Susmak ne demekmiş, yere haykır göğe haykır!
Vicdan bile duymaz çıkmazsa bir ahı,
Sessiz kölelerdir yaratan binbir ilahı.
Elbet put olurlar öpülen eller, etekler,
Elbet öpen oldukça, olur öptürecekler!
Hürriyet, o en son şerefindir, onu satma!
Bir Tanrı yeter, kendine bin tanrı yaratma!
İnsandaki dört tane ayak devrini bilme,
Mahvolsa eğilmezdi baban, sen de eğilme!
Bizim eğileceğimiz tek yer rükûdur.
Diz çökeceğimiz tek yer Allah’ın huzurudur.
Merhum vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’dan esinlenerek diyorum ki;
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapmadık, yapmayız.
Hak namına haksızlığa ölsek bile tapmadık, tapmayız.
Doğduğumuzdan beridir aşığız istiklale,
Bize hiç tasmalık etmiş değildir altın lale.
Ezelden beridir hürüz, yine hür kalacağız.
Esaret zincirlerini birer birer kırıp atacağız.
Zalimlerden aman dileyenleri de asla affetmeyeceğiz.
Kesilse de, çekmeye gelmez başımız.
Çıksa da bedenimizden, satılık değildir canımız.
Aksa da damarlarımızdan, kiralık değildir kanımız.
Kaderimizdir bağımsızlık, kavlimizdir bekamız.
Boşuna şehit vermedik.
Anadolu coğrafyasını boş yere vatan etmedik.
CHP yönetimine bakınız, ABD’de Türkiye’nin aleyhine konuşuyor.
İP yönetimine bakınız, ABD’de Türkiye’ye verip veriştiriyor.
Gavur gemisi gibi yana yana gidiyorlar.
İşbirlikçilikte sınır ve eşikleri aşıyorlar.
Gayri milli uçurumların dibine yuvarlanıyorlar.
Fayton feneri gibi sinyal üstüne sinyal yakıyorlar.
Milli iradenin üzerinde sisli bir iradenin hayalini kuruyorlar.
Emperyalizmin arkasına saklanıp Türkiye’yi taşlıyorlar.
Zalimlerin tetikçiliğinden medet umuyorlar.
Güya demokrasiyi överek Türk milletinin özlem ve hedeflerini karalıyorlar, terör örgütlerini arkalıyorlar, zulmü alkışlıyorlar, zilleti aklıyorlar, melaneti allayıp pulluyorlar.
Maalesef Emperyalizm hesabına çalışan bir muhalefet anlayışının ülkemizde bulunuyor olması utanç anıtı gibi karşımızdadır.
Keçeyi suya salmışlar, Türk milletinden umudu kesmişlerdir.
Çok açıktır ki, zillet ittifakı Türkiye’nin karşısındaki mihraktır.
Zillet ittifakı Türkiye’nin ayağına vurulmak istenen küflü prangadır.
Şimdi siz söyleyiniz, şimdi sizler haykırınız, cevaplarınız Spil Dağı’nda yankılanıp altılı masayı sallasın:
√ Geliyor gelmekte olan diyen tabansızlara, asıl gelenin, asıl gelmekte olanın Türk milletinin kutlu iradesi olduğunu gösterecek misiniz? (Evet)
√ Türkiye’ye sonuna kadar sahip çıkacak mısınız? (Evet)
√ Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü cumhurun zaferiyle süsleyecek misiniz? (Evet)
√ Milliyetçi Hareket Partisi’ni tertemiz oylarınızla yükseltecek misiniz? (Evet)
√ Cumhur İttifakı’na omuz ve olur verecek misiniz? Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a evet diyecek misiniz? (Evet)
Türkiye’de iktidarın yolu yabancı başkentlerden geçmez, geçemez.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Milletin üstünde bir güç ve kudretten de bahsedilemez.
Zillet ittifakının siyaseti sömürgeleşmiş bir siyasettir.
Zillet ittifakının siyaseti teslimiyetçiliğin lobi faaliyetidir.
Bunlardan hayır gelmez.
Çünkü zilletin sonu yoktur.
Çünkü zilletin sonucu yoktur.
Kılıçdaroğlu ne yapsa nafiledir; İP’çiler, Deva’cılar, Serokçular, oncular buncular, bilumum sol ve bölücü mihraklar neyle uğraşsa beyhudedir, Türk milletini geçemezler, Türkiye’yi yenemezler, Manisa’ya kast edemezler.
Yemeni allıydı, dört yanı telliydi, bunların öyle olacağı ta başından belliydi.
Akı kürekle atıp, karayı dirhemle satanlara milletimizin sırtı dönüktür.
Zillet ittifakının yapacağı tek şey handa yiyip, kumda oynamak, sonra da çöp olmaktır.
Aziz Vatandaşlarım,
Değerli Dava Arkadaşlarım,
İngiltere’den Hollanda’ya, Almanya’dan Belçika’ya, Bulgaristan’dan Çekya’ya Parlamenter Sistem kaynaklı krizler yaşanmıştır.
İngiltere’de neredeyse haftada bir Başbakan değişmektedir.
Şu trajikomik duruma bakınız ki, bu ülkede başbakanların görev süreleri marulun bozulma süresiyle mukayese edilmektedir.
Hükümetler yıkılıp siyasi anlaşmazlıklar derinleşmektedir.
Türkiye’de ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle siyasi istikrar hamd olsun kurumsallaşmıştır.
Türkiye ağyarını mani efradını cami yeni yönetim sistemiyle dünyaya örnek teşkil etmiştir.
Koalisyonlar devri kapanmıştır, fakat zillet ittifakı tekrar bu solmuş ve sararmış sayfayı açmanın peşindedir.
Hükümet buhranları bitmiştir, fakat zillet ittifakı bir kez daha söz konusu buhran dönemlerini yeşertmenin gayretindedir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci dönemi gıpta edilecek kadar başarılıdır.
Bunu göremiyorlar, görseler bile itiraf edemiyorlar.
Çevremiz siyasi istikrasızlıklara mahkum olmuşken, Türkiye huzur ve istikrar adası gibi sivrilmiş, yeni yönetim sistemiyle ekonomiden diplomasiye, spordan sanata, sağlıktan kültüre, terörle mücadeleden egemenlik çıkarlarımızı müdafaaya kadar her alanda göz doldurmuş, göğüs kabartmıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başarısı yarım kalmamalıdır.
Bu başarı sekteye uğramamalıdır.
Nitekim bu başarı yeni başarılarla eklemlenmeli, yepyeni atılımlarla parlak bir geleceği imar ve ihya etmelidir.
2023 yılıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci dönemine geçilmiş olacaktır.
Bu kapsamda Türkiye’nin gücüne güç katılacaktır.
Cumhur İttifakı, 85 milyon Türk vatandaşının gurur duyacağı, birlikte ve beraberce huzur, esenlik ve ekonomik gelişmişlik içinde yaşayacağı küresel güç Türkiye’nin mimarı olacaktır.
Kılıçdaroğlu’nun rahatsızlığı bu yüzdendir.
Zilletin diğer ortaklarının huzursuzluğu bu nedenledir.
Ağızlarından düşürmedikleri Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, siyasi istikrarsızlık yıllarına duyulan özlemdir, müdahale edilen, iradesi ipotek altına alınan bir döneme özentiden başka bir şey de değildir.
Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek akıl dağılmasıdır.
Parlamenter Sistem günahıyla sevabıyla Türkiye şartlarında miadını doldurmuş, arıza sinyali veren bu sistemin bakım, tamir ve onarım imkanı ise kalmamıştır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yönetim hayatımıza kalıcı bir soluk, güçlü bir irade, etkin ve hızlı karar alma mekanizması kazandırmış, köklü bir reform olarak milletimizin baş tacı haline gelmiştir.
Bu yeni sistem, ertelenemez milli ihtiyacın ve beka hassasiyetinin ortak akılla birleşmesinden doğmuş ve doğrulmuştur.
6+1 formatlı masanın kuru gürültüsü tamamıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne muhalefet üzerine bina edilmiştir.
Yani etki-tepki üzerine şekillenmiş reaksiyoner bir sistem teklifi karşımızdadır.
Zillet ittifakı şuursuzdur, derin bir gaflet çukurundadır.
Köprünün altından çok sular akmıştır.
Züğürt bezirgân eski defterleri karıştırırmış.
Boşuna söylenmemiştir: Gayretin kurusu yalnızca çarık eskitirmiş.
Zillet ittifakı, milletimizin beklentilerini, dünyanın yeni eğilimlerini, devletimizin yüksek hedeflerini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne niye gerek duyulduğunu anlamaktan, algılamaktan, analiz etmekten mahrumdur.
Sayın Kılıçdaroğlu, sen rahat ol, ağılda oğlak doğsa dere boyunda otu biter.
Ekmeğini kendi yapan yükünü de kendi kaldırır.
Eğer bu sözlerimden bir şey anlamadıysan, kafan almadıysa, demek istediğim şudur:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni Türk milleti kurmuş ve kabul etmiştir.
Koruyup geleceğe imanla ve meşru bir iradeyle taşıyacak olan da Türk milletidir.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in gerçek ismi, güçlendirilmiş kaos ve kargaşa çıkarma sistemidir, güçsüzleştirilmiş Türkiye’ye çağrıdır.
Kılıçdaroğlu istikrarsız hükümet dönemlerine geri dönmek istiyor.
Türkiye’nin ayağından çekiştirmeyi düşünüyor.
Krizler olsun, hükümetler düşsün, koalisyon pazarlıklarında kavga gürültü olsun hesabı yapıyor.
Türkiye’nin yerinde saymasını, dahası geriye sarmasını projelendiriyor.
Sayın Kılıçdaroğlu geçti Bor’un pazarı, haydi sür eşeğini Kandil’e.
Bitti o sıkıntılı günler, geride kaldı kurulamayan hükümetler dönemi.
Artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’nin yönetim hayatına hâkimdir, Cumhur İttifakı da Türk milletinin hadimidir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, gelecek nesillere en büyük armağanımızdır, palavra sistemi de geçmişin kriz ve anlaşmazlıklarına özlem duymaktır.
Zillet ittifakı kabul etse de etmese de, razı olsa da olmasa da, işine gelse de gelmese de, Türkiye’nin istikameti dosdoğrudur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lider ülke Türkiye’nin zırhıdır.
Halihazırda Türk dış politikası dar bir coğrafi muhitin içine hapsedilmeden, uzun vadeli hedef ve tedbirleri ile küresel bir çerçeve içinde milli ve manevi şuurla tanzim edilmiştir.
Oncu değiliz, buncu değiliz, Türk oğlu Türk’üz.
Mazlumlar neredeyse elimizi oraya uzatırız.
Haksızlık neredeyse ve her kimden geliyorsa duruşumuzu ona göre belirleriz.
İçimize kapanamayız, hadiseleri tribünden izleyemeyiz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aynen dediği şuydu:
“Dünyanın falan yerinde bir rahatsızlık varsa, bana ne? dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla alakadar olmalıyız.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ne işimiz var Suriye’de, ne arıyoruz Libya’da, ne yapıyoruz Irak’ta sözleri bizatihi Aziz Atatürk’le taban tabana zıttır, bütünüyle çelişmektedir.
Biz dost çemberini genişletip barışın tarafı olmalıyız.
Cumhuriyet’in kuruluş döneminden beridir Türkiye’nin güvenlik politikaları barışla daima beraber ele alınmış, birlikte değerlendirilmiştir.
Barışsever olmak insanlığın yüksek bir seviyesidir.
Geniş dünya görüşüne dayanan dış politika kapsamında diplomasi ve diyalog adımlarıyla çözemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmayacağını bir an olsun hatırımızdan çıkarmamalıyız.
Eğer milli bağımsızlığımızı korumak için kahramanca bir mücadele gerekiyorsa, bu suretle güle oynaya vatanımızı, namusumuzu, bayrağımızı, milli haklarımızı savunuruz.
Soruyorum sizlere:
√ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden memnun musunuz? (Evet)
√ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devam etsin diyor musunuz? (Evet)
√ Cumhur İttifakı’nın güçlü Türkiye mücadelesine onay veriyor musunuz? (Evet)
√ Milliyetçi Hareket Partisine destek olacak mısınız? (Evet)
Hay maşallah, Allah razı olsun sizlerden inşallah.
İradeniz irademizdir, evetleriniz 2023’ün zafer müjdesidir.
Değerli Vatandaşlarım,
Aziz Dava Arkadaşlarım,
Geçtiğimiz günlerde Türk Silahlı Kuvvetlerine şerefsiz bir iftira atılmıştır.
Kahramanlarımız Pençe-Kilit Harekatı’yla girilemez denilen yerlere girince, Zap kontrol altına alınınca terör örgütü PKK Türk askerinin kimyasal silah kullandığını alçakça tedavüle sokmuştur.
Biliyoruz ki, her hain korkaktır, yalancıdır, hainden dürüstlük de beklenmeyecektir.
Hain, her fırsatta hainliğini ve hayasızlığını gösterecektir.
Terör örgütünün son çırpınışları vahim yalanlarla örtülmek istenmektedir.
PKK’nın namussuz iftirasına önce CHP’li bir milletvekilinden destek gelmiştir.
Ardından HDP’li bir milletvekili Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlamıştır.
Hemen akabinde Türk Tabipleri Birliği Başkanı PKK’nın safına girmiş ve aynen demiştir ki: “Belli ki, sinir sistemini tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda.”
Sonra tepkiler çığ gibi yükselince “öyle bir şey demedim ki ben” sözleriyle kıvırmış, çark etmiştir.
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, bölücü terör örgütü PKK’nın iftirasına sarılıp şerefli Türk askerini suçlayan kim varsa teröristtir, şerefsizdir, haindir, suçludur, dökülen şehit kanlarının vebali onların üstündedir.
Türkiye’ye soykırımcı diyen bir milletvekili müsveddesinin TBMM’de yeri olamaz, PKK’nın kara propagandasına nefes olan milletvekillerinin Gazi Meclis’in çatısı altında olmaları hepimiz adına yıkımdır.
Bu bölücü serserilerin, derhal TBMM’den atılarak mahkemeye çıkarılması şarttır, namus borcudur.
Onların öğrencisi olmakla övünenlerin de hesabı sorulmalıdır.
Türk Tabipleri Birliği’nin kapatılması, başkanının da bedel ödemesi haktır, hukuktur, devlet ve millet onurunun ertelenemez sorumluluğudur.
Bunlara diyoruz ki, haram olsun, şart olsun, yaptıklarınız boğazınıza koca bir dert olsun.
Yurt içinde ve yurt dışında teröristlerle kahramanca mücadele edilirken dibimize kadar yanaşmış teröristlere tahammül edemeyiz, sabır gösteremeyiz, bunların provokasyonlarını alttan alamayız.
İp inceldiği yerden kopar.
Teröriste merhamet vatana ihanettir.
Zulme sessizlik mazluma hakarettir.
Biz, Türkiye’nin, Türk milletinin, şerefli Türk askerinin tarafıyız.
Caniye, eşkıyaya, bölücüye, demokrasi ve özgürlük kamuflajına bürünmüş düşman beslemelerine sonuna kadar karşıyız.
Biz hakkın, halkın, hakikatin tarafıyız.
Biz şehidin, gazinin, ciğeri yanmış anaların, dul gelinlerin, yetim yavruların tarafıyız.
Biz, zemheride darıldığına Ağustosta su vermeyen tarafız.
Biz, alma garibin bedduasını, çekersin ahını diyen tarafız.
Biz, istiklalimizi can pahasına koruyacak tarafız.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.
Onların çağrısı kavgaya ve karanlığa, bizim çağrımız aydınlığa ve kardeşliğedir.
Onların çağrısı kargaşaya ve karışıklığa, bizim çağrımız birliğe, dirliğe ve hep birlikte Türkiye olmaya çağrıdır.
Onlar laftan anlamaz, onlar insanlıktan geçer not alamaz, nihayetinde arsız adama söz neylesin, kokmuş ete buz neylesin der geçeriz ve de Türk milletini huzura davet ederiz.
Çağrımız büyük Türkiye’yedir.
Çağrımız tam bağımsız lider ülke Türkiye’de kucaklaşmayadır.
Soruyorum sizlere;
√ Terör örgütlerine, emperyalizmin oyunlarına karşı beraber miyiz? (Evet)
√ Milli birliğimizi, ebedi kardeşliğimizi birlikte savunacak mıyız? (Evet)
Paylaşılacak vatanım, vazgeçilecek insanım yok diyen her vatan evladıyla yolumuz birdir.
Biz birlikte Türkiye’yiz diyen herkes bizim özbeöz kardeşimizdir.
Son kez soruyorum hepinize;
√ 2023 geldiğinde, Cumhurun muazzam iradesini gösterecek misiniz? (Evet)
√ Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Milliyetçi Hareket Partisi’yle Cumhur İttifakı’na oy verecek misiniz? (Evet)
Allah razı olsun sizlerden, yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun inşallah.
Sözlerimin sonunda hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Her birinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.
Sağ olun, var olun diyorum.
Ne Mutlu Türküm Diyene.